Soldaki Minareli ve çift avlulu yapı ile fotoğrafın ön prepareında görünen ikişer pencereli çıkmalı yapı, devamındaki duvar ve en sağdaki kubbeli yapı ilk iki fotoğrafta da görülebiliyor ancak büyük bir bahçe içerisindeki kırma çatılı tek katlı ve yedi pencereli büyük yapı diğer iki fotoğrafta görülmüyor. Fotoğrafın ortasındaki kubbeli yapıdan soldaki minareli ve avlulu yapıya kadar olan binalar topluluğu aslında III. Murad zamanındaki dönemin toprak sahiplerinin, vergi yükümlülerinin kaydedildiği tahrir defterine göre Büyük Selçuklu veziri Nizâmülmülk’ün advertıyla anılan Merkezi ve en büyüğü Bağdat’ta olan Konya Nizamiye Medresesidir. Nizamiye Medreseleri, genel olarak din, hukuk ve dil öğretimi yapan ve islam dünyasının her tarafından gelen birçOkay öğrenciyi Sünnî inançlarına göre yetiştirerek, Şiî propogandaları ve faaliyetlerinin önlenmesinde, mezhepler arasında dayanışma sağlanmasında, toplumda ortak düşünce ve emellerin güçlenmesinde, Selçuklu devlet adamlarının yetiştirilmesinde önemli katkıları olmuş Yüksek Öğretim Kurumlarıdır.
Türbe halk arasında Nalıncı Baba Tekkesi olarak ünlenmiş, son dönemlerde mescit olarak kullanılmıştı. Türbe, 1928 yılında Rehber-i Hürriyet İlkokulu ile birlikte yıktırılmış, Maarif Evleri ile okul arasında daha önce açılmış olan Muammeriye read more Caddesi Yusuf Şar Konağına kadar genişletilerek Mevlana Türbesi istikametinde, doğuya Hüküsatisfied Meydanı’na doğru iki şeritli ve ortası refüjlü Hükümet Bulvarı olarak yeniden düzenlenmişti.
1905 yılında Konya Valisi olan Faik Bey zamanında da tesis tekrar ele alınmış ve 2000 lira masraf yapılarak yenilenmişti. Fotoğrafta arka planda görülen iki adet kubbeli yapı ise 1927 yılında yaptırılan Su Depolarıdır ve zemin sorunları yüzünden kullanılamaz hale gelince 1954 yılında yıktırılmıştır.
1860’larda Lübnan’dan Dürzi’ler ile yaşanan çatışmada büyük bir kıyıma uğrayan ve kaçarak Fransızların himayesinde Konya’ya gelen Katolik Kilisesi’nin Doğu ayin usulüne bağlı bir grup olan Maruniler, Osmanlı Devleti topraklarında kısmi bir özerklik kazanmışlardı.
Bir rivayete göre, Nalıncı Baba Türbesi’nin Cadde açılırken yol kenarında ve kaldırımda kalan kısımlarını Belediye yetkilileri Şelçuklulardan kalma eski eserdir diyerek yıkmaya cesaret edememiş, ancak o sırada Filistin’den Konya’ya taşınan 12.
Konya’ya geldiğimde ve dört günlük ikametim esnasında muhterem Konyalıların ve mümessillerinin büyük bir heyecanla şahidi olduğum samimi tezahüratından, gösterdikleri yürekten gelen samimiyetten pek mütehasis oldum.”
odalarında gerçek ismini vermeyecek kadar aklı var. Tom understands better than to give his serious title in
I wouldn't advise or spend Yet another details byte.... UNINSTALLED sorry to become critical but that's what I do is check the development of the chatbot and become entirely honest about the whole encounter. I recommend instructing it to like
Binanın cephelerinde birinci kat pencereleri yuvarlak, ikinci kat pencereleri ise sivri kemerli olarak yapılmıştır.
Üçüncüsü ise, one Ocak 1936 tarihinde, Alâeddin Tepesi’nin doğu eteklerine Hüküsatisfied Bulvarının tam ortasına denk gelecek şekilde inşaa edilen Şehitler (Meçhul Asker) Anıtıdır.
O tarihte otoparka bitişik olarak duran dersane binası boşaltılıp yıkılmış ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin evi ihya edilecekmiş. Bu evi inşaa etmek için hangi belgelere başvuracaklar acaba merak içerisindeyim.
Tuğla örgülü minarenin alt bölümü sekiz köşelidir ve sekiz köşeden yuvarlak kesitli minareye geçişte mavi çiniden bir kuşak vardır.
Bu fotoğrafı tarihlemek açısından en önemli ipucu Hüküfulfilled Bulvarı üzerinden Cumhuriyet Meydanı’na doğru gelmekte olan bir Belediye Otobüsünün varlığıdır. Konya’da Şehir içi düzenli otobüs seferleri 1941 yılında başlamıştı ve
.. İnkılâpçıların ölürken kalanlardan ve yeni yetişenlerden bir tek dileği vardır; Cansız bileklerinde sallanan vazife bayrağının kavranıp daha yüksekte dalgalandırılmasıdır...”